İzmir sanayisinin Yeşil Mutabakat’a hazırlık seviyesinin tespiti ve alınacak önlemler araştırması Tekstil raporu, İzmir’de tekstil sektöründe yer alan firmaların yeşil dönüşüme ne derece hazır ve istekli olduklarını tespit ve analiz etmek dolayısıyla bu alanda bir farkındalık yaratarak sanayiciye bir kılavuz sunabilmek amacıyla hazırlanmıştır.

Raporda, zorlayıcı ve özendirici faktörlerin (mevzuat gereklilikleri ve devlet teşvikleri), normatif değişkenlerin (sosyal sorumluluk ve müşteri talepleri), öykünmenin (rakiplerin çevre dostu üretim yapması ve hızlı moda dinamikleri) ve kurum içi faktörlerin (üst yönetimin tutumu, teknik bilgi, finansman, kalifiye personel, firma tesisi yetersizlikleri) etkisi değerlendirilmiştir. Analizler sonucunda kamunun inisiyatif alması gerektiği, mevzuat gerekliliklerinin firmaları zorlayıcı önemli rolü olduğu, büyük perakende moda markalarının üreticilerden taleplerinin üreticilerin Yeşil Mutabakat’ın gerekliliklerine uyumunda en güçlü motivasyon kaynağı olduğu, bunun dışında sosyal sorumluluk ve tüketici taleplerinin de yeşil üretime geçişte pozitif bir etkisi olduğu görülmüştür.

Raporda, İzmir tekstil firmalarına Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum ve karbon ayak izlerini düşürmek için sunulan öneriler şu şekildedir:

• Tekstil ürünlerinin çevresel etkisini azaltmaya yönelik tasarım, üretim, dağıtım, kullanım ve bertaraf aşamaları için farklı çözüm alternatifleri mevcuttur. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, geri dönüşüm faaliyetlerine yönelinmesi ve Yaşam Döngüsü Analizi için yazılımların kullanılması öncelikli stratejiler arasındadır.

• ‘Hızlı moda’ (fast fashion) trendi sona erdirilerek uzun ömürlü, tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir tekstil ürünlerine yönelim teşvik edilirse döngüsel ekonomiye geçilebilir ve karbon ayak izi daha etkin şekilde kontrol altına alınabilir.

• Özellikle KOBİ’lerin, Avrupa Yeşil Mutabakatı, karbon ayak izi, sınırda karbon düzenlemesi, emisyon ticaret sistemi ve ürün yaşam döngüsü konularında bilgi düzeyleri yüksek değildir. Bu sebeple, kamu kesimi paydaşları tarafından firmalara Yeşil Mutabakat konusuna odaklı, temel seviyede, kolaylıkla erişilebilecek eğitimler ve danışmanlık gibi iş destekleri sunulabilir.

• Kamu, özel sektör ve sivil toplum önderlerinin buluştuğu, firmalara ağ kurma ve akran öğrenme faaliyetleri gibi fırsatlar sunan, ekolojik ve sosyal yatırımlarının etkilerini dış paydaşlar aracılığıyla ölçebilecekleri ‘yeşil büyüme ekipleri’ benzeri platform/merkezler kurulmasının yeşil dönüşüm sürecinde kolaylaştırıcı bir etkisi olacaktır.

• Sürdürülebilirlikle ilgili eğitimler sadece üretici ayağını kapsamamalı, toplumda tüketimin geçerli bir değer olması için sürdürülebilir yaşam dinamiklerine ve değerlere her kademe eğitimde yer verilmelidir. Kamu, özel sektör ve sivil toplum önderleri tarafından sosyal medyada sürdürülebilir, uzun ömürlü ürün tüketimini teşvik edecek paylaşım ve iletişim çalışmaları yapılmalıdır. Anket ve odak grup çalışmaları da dış baskıların, özellikle müşteri beklentilerinin firmaların yeşil üretime geçişi üzerinde önemli etkisi olduğunu göstermektedir.